Almanya’da istenmeyen bebeklerin kutulara konulduğu iddiası son zamanlarda oldukça tartışılan bir konu haline geldi. Bu konu hem ahlaki hem dini hem de toplumsal boyutlarıyla büyük sorunlar doğuruyor. Gelin bu konuyu yakından inceleyelim.
Almanya’da “babyklappe” adı verilen ve istenmeyen bebeklerin bırakılması için kullanılan özel kapılar gerçekten var. Bu kapılar bebeğini istemeyen veya bakamayacak durumda olan anneler için bir çözüm olarak devlet tarafından sunulmuş bir uygulama. Bu sistem, annelerin bebeklerini güvenli bir şekilde bırakmasını sağlarken bebeklerinse sağlıklı biçimde büyütülmek üzere devlet tarafından koruma altına alınmasını amaçlıyor.
İki açıdan sorunlu sistem
Bu uygulamanın ahlaki boyutu oldukça karmaşık çünkü bebeklerin terk edilmesi son derece trajik bir durum. Bir çocuğun biyolojik ebeveynlerinden seçim şansı olmadan gözünü dünyaya daha yeni açmışken koparılması, onu ilerleyen yaşlarda duygusal ve psikolojik travmalarla karşı karşıya bırakabilir.
Öte yandan “babyklappe” gibi sistemler, bebeklerin hayatını da kurtarabilir, onları tehlikeli koşullardan koruyabilir. Ancak ne var ki toplumsal olarak aile kurumunun zayıflamasına ve ebeveynlerdeki sorumluluk duygusunun azalmasına yol açabilir mi? Bunu da değerlendirmek lazım.
Bu kutularda sadece ahlaki olarak değil dini olarak da problemler mevcut gibi duruyor.
Dini açıdan doğru mu?
Çoğu din, yaşamı kutsal kabul ederken çocukların doğrudan Allah tarafından verilen bir hediye olduğunu savunur. Bu bağlamda, bebeklerin bu kutulara bırakılması, Tanrı‘nın verdiği bir emanete ihanet olmaz mı?
“Ahlaki açıdan sorunlu”
İstenmeyen gebelikler, cinsel eğitim ve sosyal yardım sistemlerinin bu kadar yüksek olduğu düşünülen Almanya’da bile bu tarz bir sistemin varlığı kafa karıştırıcı, nitekim Alman Etik Konseyi de daha önce bu duruma eleştiriler getirdi. Bilimsel, dini, tıbbi, ekonomik ve sosyal olaylar gibi birçok meseleyi süzgecinden geçiren ve analizler sunan Alman Etik Konseyi, 2009’da verdikleri bir raporda bebek kutuları için “Etik ve hukuki açıdan oldukça sorunludur” diyerek bebek kutularından ve isimsiz doğum durumlarından vazgeçilmesini tavsiye etti. Raporda ayrıca bebek cinayetlerinin yükseldiğini gösteren hiçbir bulgu ortada yokken bir çocuğun kökenini bilme hakkının elinden alınmasının yanlışlığına vurgu yapıldı.
Birçok ülkede aktif
Ama şuna da değinmeden videoyu bitirmemek lazım: Bebek kutuları yalnızca Almanya’da değil, birçok Avrupa ülkesi dahil olmak üzere ABD’de de mevcut.
Bu ülkeler arasında, Belçika, Çin, İtalya, Japonya, Pakistan, Polonya, Filipinler, Slovakya, Çek Cumhuriyeti, Güney Afrika, Güney Kore ve Macaristan bulunuyor. Ayrıca Hollanda hükümeti de 2003 yılında Amsterdam’da bir bebek ambarı kurulmasını planlıyor ancak protestolar nedeniyle bu girişim başarısız oluyor.
Bu kutuya gerçekten ihtiyaç var mı?
İstatistiklere bakıldığında Almanya’da 2000 yılından beri uygulanan bebek kutusuna 11 erkek ve 12 kız olmak üzere 23 çocuk bırakılmış. Bu da sayıların bu kadar düşük seyrettiği bir konu için etik sorunlar doğuran adımların atılmasını sorguluyor.