Dünyanın farklı bölgelerinde yaşanan otel yangınları, ihmallerin ve yetersiz güvenlik önlemlerinin ağır sonuçlarını gözler önüne serdi. Bu trajik olaylar, otel güvenliği yönetmeliklerinin gelişmesine yön verdi
Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde bulunan Grand Kartal Otel’de çıkan yangın, Türkiye’yi yasa boğdu. Gece saatlerinde meydana gelen felakette 79 vatandaşımız hayatını kaybetti. Yangında yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Bu elim olay, otel güvenliği konusundaki yetersizlikleri ve ihmalleri bir kez daha gündeme taşıdı.
Tarih boyunca yaşanan trajik otel yangınları, yalnızca can kayıplarına değil, aynı zamanda otel güvenlik standartlarının yeniden ele alınmasına neden oldu. İşte dünya genelinde hafızalara kazınan, otel güvenliğinin önemini vurgulayan en büyük otel yangınlarından bazıları:
Rossiya Hotel Yangını (1977)
Moskova’nın en büyük otellerinden biri olan Rossiya Hotel, 25 Şubat 1977’de çıkan yangında adeta cehenneme dönüştü. Resmî rakamlara göre 42 kişi hayatını kaybetti; ancak gayriresmî kaynaklar bu sayının daha fazla olduğunu belirtti. Yetersiz tahliye düzenekleri ve güvenlik önlemleri, yangının Sovyetler Birliği tarihindeki en büyük otel felaketlerinden biri olarak anılmasına neden oldu.
La Salle Hotel yangını (1946)
ABD’nin Chicago şehrinde 5 Haziran 1946’da çıkan yangın, 61 kişinin ölümüne yol açtı. Yangın sırasında otelin yangın merdivenlerinin kilitli olduğu ve dumanın hızla yayıldığı ortaya çıktı. Bu durum, ABD’de otel yangınlarına yönelik güvenlik politikalarının sıkılaştırılmasında önemli bir rol oynadı.
MGM Grand Hotel yangını (1980)
Las Vegas’ta bulunan MGM Grand Hotel’de 21 Kasım 1980’de çıkan yangında 85’ten fazla insan yaşamını yitirdi. Yangın çoğunlukla kumarhane katında yoğunlaşmıştı; ancak dumanın üst katlara hızla sızması, birçok kişinin zehirlenerek hayatını kaybetmesine neden oldu. Bu facia, otellerde sprinkler sistemleri ve duman algılama cihazlarının zorunlu hale getirilmesinde etkili oldu.
Winecoff Hotel yangını (1946)
ABD’nin en ölümcül otel yangını olarak bilinen Winecoff Hotel felaketi, 119 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlandı. “Yangına dayanıklı” olarak tanıtılan otelde yangın alarm sistemlerinin ve yeterli kaçış yollarının bulunmaması, bu büyük trajediyi doğurdu. Bu olay, ABD genelinde otel güvenliği yönetmeliklerinin köklü bir şekilde gözden geçirilmesine neden oldu.
Daeyeonggak Hotel yangını (1971)
Güney Kore’nin başkenti Seul’de 25 Aralık 1971’de çıkan yangın, ülkenin en ölümcül otel felaketi olarak tarihe geçti. Yangında 158 kişi yaşamını yitirdi. Binanın tasarımı ve eksik yangın söndürme sistemleri, felaketin boyutunu büyüten temel unsurlar oldu.
Dupont Plaza Hotel yangını (1986)
Porto Riko’nun başkenti San Juan’da, 31 Aralık 1986’da meydana gelen yangın, 97 kişinin ölümüne neden oldu. Bu yangının sendikal anlaşmazlıklar nedeniyle çalışanlar tarafından kasten çıkarıldığı iddia edildi. Felaket, Porto Riko’da otel güvenliği standartlarının yeniden düzenlenmesinde mihenk taşı oldu.
Sıkı yönetmelikler çok önemli
Bu tür felaketler, ihmallerin ağır bedelini tüm dünyaya gösterdi. Bugün otel ve yüksek binalarda duman algılama cihazları, sprinkler sistemleri ve acil tahliye yolları zorunlu hale getirildi. Ancak bu önlemlerin yalnızca uygulanması değil, düzenli denetlenmesi de büyük önem taşıyor.
Grand Kartal Otel yangını, tarih boyunca yaşanan diğer otel yangınları gibi güvenlik önlemlerinin ne kadar hayati olduğunu bir kez daha hatırlattı. Daha sıkı denetimler ve gelişmiş teknolojilerle bu tür trajediler önlenebilir. İnsan hayatını korumak için hiçbir tedbirin fazla olmadığı gerçeği, tüm dünya için ortak bir ders olmalıdır.