Ünlü yönetmen Sinan Çetin, cumhuriyet anlayışına getirdiği “paternalist devlet” eleştirisiyle bir kez daha tartışmaların odağında. “Cumhuriyetin özü değil, dayatmacı yaklaşım rahatsız ediyor” diyen Çetin, yıllar içinde verdiği röportajlarda öne sürdüğü görüşleri savunmaya devam ediyor.
Ünlü yönetmen ve yapımcı Sinan Çetin, yıllar içinde cumhuriyet hakkında yaptığı açıklamalarla sık sık gündeme geldi. Farklı tarihlerde verdiği röportajlar ve katıldığı televizyon programlarında “dayatmacı devlet anlayışı” ile ilgili eleştirileri dikkat çeken Çetin’in, bu sözleri kamuoyunda geniş tartışmalar yarattı. Peki, Sinan Çetin’in “cumhuriyet” odaklı düşünceleri nasıl şekillendi ve ne tür tepkilerle karşılandı? İşte arşivlere yansıyan sözleri ve olayların özeti…
“Paternalist devlet” eleştirisi
Sinan Çetin’in cumhuriyetle ilgili en bilinen çıkışları, devletin bireye “ebeveyn tavrıyla” yaklaştığı yönündeki açıklamaları oldu.
- 2012-2013 yıllarında Milliyet ve Hürriyet başta olmak üzere bazı gazetelere verdiği röportajlarda, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihsel süreç içerisinde “paternalist” (babacı) bir üslup benimsediğini, vatandaşın kendi kararlarını almasına yeterince alan açmadığını öne sürdü.
- Televizyon programlarında da gündeme getirdiği bu görüşe göre, “Devlet, büyük bir aile reisi gibi davranarak bireyin sorumluluk almasını ve özgür düşünmesini engelliyor.”
Bu yaklaşım, bazı çevreler tarafından “cumhuriyet düşmanlığı” olarak yorumlansa da yönetmen bu eleştirinin esasen “baskıcı devlet” modeline yönelik olduğunu, cumhuriyeti hedef almadan böyle bir düşünceyi savunabileceğini sıklıkla ifade etti.
“Cumhuriyete karşı değil, dayatmacılığa karşıyım”
Çetin’in sözlerinin yanlış anlaşıldığını düşündüğü nokta ise cumhuriyet kavramının kendisine “topyekûn” karşı olduğu iddiası.
- 2010’lu yıllarda verdiği çeşitli söyleşilerde, “Benim cumhuriyetle sorunum yok” diyerek, asıl meselesinin “resmî ideolojinin” dayatmacı biçimine olduğunu belirtti.
- Kendisine yöneltilen “Atatürk karşıtlığı” suçlamalarına cevaben de cumhuriyetin özünün özgürlükçü olduğunu, ancak Türkiye’de tarihsel olarak gelişen “vesayetçi” anlayışın, bu idealin hayata geçirilmesini sekteye uğrattığını savundu.
Bu noktada Çetin’in, cumhuriyetin kurucu değerlerine saldırıdan çok, “Devletin kendini bireyden üstün gören” bakış açısına karşı çıktığı sıklıkla kaydedildi.
Eğitim sistemi üzerinden yöneltilen eleştiri
Sinan Çetin’in görüşlerini en çok gündeme getiren bir diğer başlık da eğitim sistemiydi.
- 2000’lerin ortalarında katıldığı bir televizyon programında, “Okullarda sorgulayan ve üreten bir nesil yetiştirmek yerine, tek tip düşünceye dayalı bir model benimsendi” diyerek cumhuriyetin “resmî ideoloji” çizgisinin eğitimle pekiştirildiğini öne sürdü.
- Bu sözler, kamuoyunda “Kemalist eğitim sistemini hedef alıyor” ya da “Cumhuriyetin temel kazanımlarını küçümsüyor” tartışmalarına yol açtı.
Ancak Çetin, kendi deyimiyle amacının “ideolojik dayatmaları eleştirmek” olduğunu ve cumhuriyetin kurulma sürecinde eğitim reformu gibi önemli gelişmelerin de altını çizmek gerektiğini ifade etti.
“Cumhuriyet düşmanlığı yapıyor” denildi
Sinan Çetin’in bu yorumları, onun “özgürlükçü” bir yaklaşımı savunduğunu öne sürenler tarafından desteklenirken, “Cumhuriyet karşıtı” olduğunu düşünenlerin de tepkisini çekti.
- Gazete manşetlerinde ve tartışma programlarında, Çetin’in açıklamalarına sık sık yer verilerek “Cumhuriyet düşmanlığı yapıyor” başlıkları atıldı.
- Yönetmen ise bu suçlamalara karşı, “Cumhuriyeti bir yönetim biçimi olarak destekliyorum; ama Türkiye’de şekillenen dayatmacı, vesayetçi akla itiraz ediyorum,” diyerek kendisini savundu.
Zaman zaman, özellikle ulusal bayramlar veya cumhuriyetin yıldönümlerinde bu tartışmalar yeniden alevlendi, Çetin’in eski röportajları sosyal medyada tekrar dolaşıma girdi.